21 yaşında oldukça yakışıklı biriyim ben. Ailemle birlikte yaşıyorum. Babam,annem ve ben. Yıllardır babamın zorbaca davranışları altında yaşadık hep. Annem ve ben bu yüzden daha da yakındık birbirimize. Yıllar zor geçti ama ben artık büyümüştüm, babam artık eskisi kadar zorbalık yapamıyordu, en azından bana, en azından benim yanımdayken anneme de.
Annem o kadar acı çekti ki bu rahatlık onu bana giderek daha da
yaklaştırıyor adeta beni prensler gibi yaşatmak istiyordu. Yıllarca babamın onu hiçlemesi, aşağılaması onda babama karşı bir nefret duymasını da sağlamıştı. Öyle hissediyordum ki annam artık ilk fırsatta babamdan intikam alacaktı, emindim bundan.
Ãœniversiteyi kazandığımda bu annem için babamdan kurtuluÅŸ imkanıydı sanki.”Ben” dedi “oÄŸlumun yanında kalırım” Ä°ki odalı bir ev tuttuk. TuttuÄŸumuz ev okuluma da yakındı. Günlerce böyle bir hayatın özlemiyle yıllardır nasıl yaÅŸadığımıza ÅŸaşırarak ama hergün yeni ÅŸeyler yaÅŸayarak o acı günlerin acısını çıkarıyorduk adeta. Aramızda sanki platonik bir baÄŸ oluÅŸmuÅŸtu annemle. AkÅŸamları yemekten sonra ders çalışıyordum saatlerce ve annem her akÅŸam “-yeter artık yine çok çalıştın,yoruldun,dinlen biraz” ya da “-sana çay demledim biraz ara ver de çayını iç” gibi sözlerle benim birazcık olsun dinlenmemi saÄŸlıyordu.
Bir akÅŸam yine yanıma geldi, omuzuma dokunup “-yine çok çalıştın.Gel biraz oturalım” dedi. Elimden tuttu,birlikte kanepeye oturduk. O,başını dizime koydu. Gözlerini kapatmış dudaklarındaki tebessümün keyfini çıkarıyordu. Hafifçe kollarına dokundum. OkÅŸadım kollarını. Sonra yüzüne götürdüm ellerimi. Alnını, kaÅŸlarını, yanaklarını ve boynunu incitmekten korkar gibi okÅŸadım, okÅŸadım.
“-Yanıma uzansana” dedi. Uzandım. Vucutlarımız birbirine deÄŸiyordu. Sıcaklıklarımız birbirine geçiyordu. Birbirimizin nefesleri yüzlerimize deÄŸiyordu. Başımı annemin göğüslerine kaydırdım öylece kaldım sonra. Saatlerce öylece kaldık. Onun elleri benim göğüslerimde adeta beni incitmekten korkar gibi oldukça yavaÅŸ, oldukça ÅŸefkatli okÅŸamalarını sürdürüyordu. Benim ellerim de
onu, öyle. Parmak uçlarım boynundan ağırca ama titreyerek göğüslerinin yumuşaklığına doğru, bir su gibi sanki, akıp gidiyordu. Vücudunu vücuduma yapıştırmıştı. Onu hissetmemi tenini, kokusunu, sıcaklığını.
O da hissediyordu…
Ne yapıyorsa o kadar güzel yapıyordu ki herşeyiyle hissetmemi sağlıyordu kendisini ama sanki bir o kadar da bütün bu hissetmemi istediği şeyleri hissettirmemeye çalışıyordu bir yandan da. Islandığımı hissediyordum. Bunu o da hissediyordu. Uyandığımı, uyarıldığımı ve bundan ne kadar zevk aldığımı, ne kadar hoşlandığımı. Vücudunu daha da bastıryordu belki bunu anladığından. Sertleşen, uyarılan erkekliğime yapışıp kalmak istiyordu. Hiç ayrılmamak. Böyle sürsün gitsin istiyordu. Dudaklarım kurumuş da sanki bir suyla buluşuyor gibi boynunda geziniyordu. Göğüslerinin yumuşaklığına iniyordu oradan. Sürekli bir gelgit gibi. Annemin sessizliği başımı döndürüyordu.
OkÅŸamalarım giderek daha da ÅŸefkatli ama giderek de hoyratlaşıyordu. Dudaklarım da öyle. Dudaklarım elbisesinin izin verdiÄŸi yerlere kadar uzanıyor annemin teninin tadına varıyordu. Teninin ne de buruk bir tadı vardı ne de korkunç güzel bir kokusu. Hafiften terleyen terledikçe de deÄŸiÅŸen güzelleÅŸen bir koku. Hiç konuÅŸmuyorduk. Nefeslerimizin sesi vardı sadece ve ellerimizin dokunuÅŸlarındaki o ipek hışırtısı bir de. Her geçen dakika biraz daha ileriye gidiyor biraz daha fazla mahrem noktalarını keÅŸfediyorduk birbirimizin. Ben annemin bacaklarını tanıyordum o benim bacaklarımı. OkÅŸayarak ıslaklıklarımıza doÄŸru ilerliyor biraz heyecan, biraz korku, biraz merak…
Dudaklarının ıslaklığını hissettim…
Herşey içiçe geçmişti. O kadar çok okşadık o kadar çok okşandık ki daha fazla ne olabilirdi ki. Annemin titreyen dudaklarını öpmek istedim. Yavaşca öptüm. Daha sonra dudaklarının ıslandığını hissettim. Dilini hissettim dilimde. Okadar yoğun o kadar hoyrat öpüşüyorduk ki nefessiz kalıyorduk sürekli. Bacaklarını okşuyordum bir yandan, kalçalarını, göğsünü, göbeğini. Her tarafını elliyordum. Sıkıyordum. Ne güzel vücudu vardı. Dokundukça daha da iyi anlıyordum bunu. Elbiselerimizi ne zaman çıkardık, ne zaman çılgınlar gibi birbirimizi kucaklamaya başladık, ne zaman yatağa geçtik farkında değildik. Şimdi annemi altıma almış daha da hoyrat daha da sahip olarak sevişiyordum onunla. Dilimin değmediği yer kalmamıştı vücudunda.
Şimdi annemim içine girmek ve tamamıyle benim olmasını istiyordum. Gelgitler şimdi daha da boyutsuzdu. İçimde hawai fişekleri atılıyordu. İçimde binlerce coşku bayram yapıyordu. Annemin soluklarından onun da buna benzer şeyler yaşadığını anlıyordum. Bir yanardağ bir başka yanardağla birlikte faaliyet halindeydi.
Sürdü gitti böyle saatlerce. Sonra uyuduk. Tek vücud halinde. Uyandığımız da herÅŸey yeniden daha da güzel sürüp gidecekti. Artık bundan emindik. Artık birbirimizindik. Sonsuza kadar hem de…Gönderen: Kibar Biri