Lüks Villada Seks! (1) (Tahsin 38 Y., Samsun)

Babes

Merhaba, adım Tahsin, 38 yaşındayım. Karım Hanife ile 14 yıldır evliyiz. Çok istememize raÄŸmen çocuÄŸumuz olmadı. Parasızlık nedeniyle üniversiteyi ikinci sınıftan terk etmiÅŸtim. Maddi durumumuz iyi olmadığından karı koca birlikte pek çok iÅŸte çalışmıştık. Tarlalarda, çiftliklerde, meyve sebze veya fındık bahçelerinde yıllarca çalıştık. En son Ordu’da fındık toplama iÅŸinde çalışırken, fındık bahçesinin sahibi olan adam abisinin Samsun’daki villasına yatılı bir karı koca aradığını, kendisinin bizim çalışmamızdan memnun kaldığını, istersek orada çalışabileceÄŸimizi söyledi.

Hanife ile konuyu görüştüğümde üzerine atladı hemen. “Bu zamana kadar saÄŸda solda sürünüp durduk, hiç olmazsa devamlı kalacak bir yerimiz olur!” dedi. Cevabımız olumlu olunca kısa bir süre sonra villada çalışmaya baÅŸladık. Villa Samsun merkezine 30-35 kilometre mesafede, sahile yakın bir yerdeydi. Etrafı yüksek duvarlar ve aÄŸaçlarla çevrili 3 katlı villanın 5 odası, büyük bir salonu ve mutfağı ile oldukça büyük bir bahçesi vardı. Arka bahçesinde ayrıca bir de havuzu vardı, ama havuz uzun zamandır kullanılmadığından suyu yarısına inmiÅŸ ve epey kirlenmiÅŸti. Bahçe de uzun zamandır ilgilenilmemiÅŸ haldeydi.

Karım villanın iç işleriyle ilgileniyordu. Mutfak, yemek, temizlik ve çamaşır işleri ondaydı. Bense bahçe ve evin problemlerine bakıyordum. Ev de bahçe gibi bayağıdır ihmal edilmişti çünkü. Elimden hemen hemen her iş geldiği için çekinmeden yapıyordum. Haftada birkaç kez de araçla Samsun merkeze gidip alışverişleri yapıyor, ihtiyaç olan malzemeleri alıyordum.

Ev sahiplerimiz Numan Bey ve karısı Meliha Hanımdı. Numan Bey 50, karısı ise 45 yaşındaydı. Meliha Hanım Numan Beyin ikinci karısıydı. Numan Beyin ilk karısından bir oğlu vardı, ama oğlu annesi ile yaşıyordu. Numan Bey sofu bir adamdı. Az konuşan, içine kapanık, kendi halinde, münzevi biriydi. Villadan dışarı nadiren çıkıyordu. Karısı Meliha Hanım ise tesettürlü, ibadetini aksatmayan, muhafazakar bir kadındı. Karım da kapalı, kendince ibadetini yerine getirmeye çalışan bir kadın olduğu için Meliha Hanım ile anlaşmaları kolay oldu. Ben de her ne kadar dinin gereklerini yerine getirmeye çalışsam da arada bazen içki içmekten geri kalmayan biriydim.

Villada çatı katındaki büyük odada kalıyorduk. Numan Bey ve eşinin odası ise ikinci kattaydı. Sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra ben bahçeye geçiyor veya acil olan diğer işleri hallediyordum. Karım ise Numan Bey ve eşinin kahvaltısını hazırlıyordu. Gerçi ikisi de sabahın çok erken saatlerinde kalkıyordu, ama kahvaltı zamanına kadar odalarında kalıyorlardı. Gün ışırken ayak seslerini duyuyordum. Akşamları ise yemekten sonra ben odamıza çekilirken karım aşağıda kalıp onlara çay, tatlı veya meyve ikramında bulunuyordu. Onlar odalarına gidene kadar da yukarı gelmiyordu.

Haftanın yedi günü bu şekilde geçiyordu. Karım evin içinde benden daha fazla çalışıyordu, ama işinden memnundu. Üniversiteyi ikinci sınıftan terk etmiş ve az buçuk mürekkep yalamış olmam ikisinin de bana karşı davranışlarında bir miktar saygı göstermelerine neden oluyordu. Ama yine de onların zengin bizimse fakir olduğumuz gerçeği zaman zaman yüzümüze vuruyordu. Numan Bey sessiz bir adamken karısı ara sıra sesini yükseltip karımla beni küçük gören tavırlar içine girebiliyordu. Ama hemen sonra yaptığına pişman olmuş gibi davranıp gönlümüzü almaya çalışıyordu. İyi niyetli bir kadındı, ama bazen deli tarafı tutabiliyordu.

Numan Bey herhangi bir iÅŸte çalışmıyordu, emekli de deÄŸildi. Aileden gelen bir zenginliÄŸi vardı. Ä°ÅŸlerin başında fındık bahçesinin sahibi olan ve bize bu iÅŸi ayarlayan kardeÅŸi vardı. KardeÅŸi abisinin hissesine düşen payı eksiksiz veriyordu. O hisse de epey büyüktü, Numan Beyin çalışmasına gerek kalmıyordu…

İşe gireli birkaç hafta olmuş ama henüz karımla ilişkiye girememiştim. Yeni hayatımıza alışma evresinde sikişecek zamanı ve rahatlığı bulamamıştık. Daha doğrusu ben istesem de karım kendini hazır hissetmemişti. Karım Hanife 35 yaşında, 1,65 boyunda ve yaklaşık 70 kilo. Beyaz tenli, güzel sayılacak bir kadındır. Büyük kahverengi gözlerinin üzerindeki kalın siyah kaşları bir yay gibi uzanır. Yanaklarındaki ve çenesindeki tüyleri almayı zaman zaman ihmal etse de bacaklarında ve kalçalarında tüy veya kıl bulunmaz. Çocuk doğurmadığından memeleri sarkmamış, vücudu deforme olmamıştır. Çalışırken altına şalvar, üstüne ise uzun kollu gömlekler veya bluzlar giyer. Başını ise çalışmasına engel olmasın diye uzun saçlarını topuz yaparak tepesinden bağlar. Bu durumda beyaz ve uzun boynu ile ensesi görünür.

Bir Pazar gecesi saat 23:00’e gelirken Hanife geldi. Kapıyı kapatıp, “Ay yoruldum valla!” diyerek kendini yatağın üstüne attı. Yanağından öpüp, “Hadi kız, ne zamana kadar boÅŸ bırakacaksın beni?” diyerek bol ve uzun kollu çiçekli gömleÄŸinin üstünden dolgun ve ÅŸiÅŸkin birer büyük portakalı andıran memelerini avuçladım. Ancak bir farklılık hemen dikkatimi çekti, sutyen giymemiÅŸti. “Niye sutyen giymedin kız?” diye sorunca, “Çalışırken rahatsız oluyorum, terliyorum, sonra memelerimin altı piÅŸik olup kaşınıyor!” dedi gülerek.

Gömleğinin düğmelerini açtım tek tek. Altına ince askılı beyaz bir atlet giymişti. Atleti yukarı sıyırıp memelerini açığa çıkardım. Büyük meme başları sütlü kahverengi iken etli uçları biraz daha koyu kahverengiydi. Eğilip etli uçlarını emdim bir süre. Yarağım sertleşti derhal. Kaç zamandır sikişmemiştik. Karım o süre boyunca 31 çektiğimi biliyordu, ama artık 31 çekmek istemiyordum.

“Hadi kız soyun, daha fazla dayanamıycam!” dediÄŸimde, “Ay Tahsin azdın mı gece gece?” dedi sırıtarak. Bu sırıtmasının anlamını iyi biliyordum. O da en az benim kadar azmıştı, ama belli etmek istemeyip kendince naz yapıyordu. “Azdım valla, daha fazla beklemek gibi bir niyetim yok. EÄŸer kabul etmezsen bu gece seni zorla domaltıp sikecem!” dedim çıplak memelerini avuçlayıp sıkarken. “Tamam, ama banyo yapayım önce!” dedi ve kalktı.

Orta kattaki 3 odanın kendine ait banyosu varken çatı katındaki 2 odanın banyosu yoktu. Merdiven başındaki banyoyu kullanıyorduk. Hanife çekmeceleri açıp havlu ve iç çamaşırlarını alırken ben de doÄŸrulup kalktım, televizyonu kapattım. “Ben de geliyorum, karı koca beraber yıkanalım!” dediÄŸimde, Hanife, “Tahsin deli misin, daha yatmamışlardır, bizi duyabilirler!” dedi ürkekçe. “Duyarlarsa duysunlar, ne olacak karım deÄŸil misin?” dediÄŸimde, “Ä°yi tamam!” dedi ve banyoya geçti. PeÅŸinden ben de girdim banyoya, kapıyı kapayıp kilitledim.

Hanife anlamını iyi bildiğim gülümsemesi eşliğinde soyunmaya başlarken, ben de onu izliyordum. Başındaki parlak siyah türbanını iğnelerini tek tek çıkartarak açtı. Siyah bonesini de açınca beline dökülen siyah saçları çıktı meydana. Gömleğinin düğmelerini açmıştım zaten, onu çıkarıp beyaz atletini çıkardı başının üstünden. Beyaz, güneş yüzü görmemiş memeleri, karnı ve göbeği şimdi karşımdaydı. Şalvarın kalın lastiklerinden tutup sıyırdı aşağı. Beyaz ve dolgun kalçaları, bacakları göründüğünde yarağımın sertliği daha da artmıştı.

Amının izi kasıklarını sıkan koyu krem renkli pamuklu külotunun altında belirmişti. Külotunu da tutup çıkardığında kaç zamandır özlediğim manzara karşıma çıkmıştı. Etli amının dudakları halen ilk günkü gibi pembeydi. Kasıklarında ve amının üzerinde bir miktar uzamış siyah kıllar vardı. Buraya geldiğimizden beri etek tıraşı olmamıştı. Ama benim için önemli bir şey değildi bu.

Bana, “Sen de soyunsana!” deyince bir çırpıda çıkardım üstümdekileri. Karımın da yarağıma hasret kaldığı bakışlarından anlaşılıyordu. Sallanan yarağımı tutup, “Ufff, çok özlemiÅŸim seni!” dedi dudaklarını ısırarak. Banyonun ortasında ayakta sıkıca sarıldık birbirimize. Dudak dudaÄŸa öpüşmeye baÅŸlarken dolgun ve diri memeleri birer yastık gibi çıplak göğsüme baskı yapıyor, beni geri itiyordu.

14 yıllık evliliğimiz boyunca karım sevişme ve öpüşme konusunda epey yol kat etmişti. Şimdi de maharetini gösteriyordu. Uzun pembe dilini sokmuştu ağzıma. Serbest bıraktığım dudaklarımın arasından ağzıma giren dili bir yılan gibi oynuyordu. Dilimle karşılık veriyordum diline, ama karımın azgınlığı karşısında dilim etki etmiyordu sanki. Elleri belimde, sırtımda, ensemde geziniyor beni kendine çekiyordu. Sıkıca bastırıyordu. Ağzımı vakumlamış, onu yutmak istiyor gibi emiyor, içine çekiyordu. Uğultulu inlemeleri banyonun çıplak fayans duvarlarına çarpıp akisler yaratıyor gibiydi.

Öpüşmekten, dilimi ve dudaklarımı emmekten yorulduğu anda dilimi soktum ağzına. Bu kez ben ağzının içinde oynatmaya başladım dilimi. Dilimi kökünden koparacakmış gibi emdi, çekti içine. Dudaklarımı emip ısırıyordu ara ara. Dudak dudağa öpüşmemize ara verip beyaz uzun boynunun kat kat olmuş etlerini emmeye başladım. Dudaklarından sonra onları vakumlayıp emdim, yalayıp parlattım. Hanife de aynı şekilde karşılık verdi, boynumun etleri güçlü emmeleri ile sızlamaya başlamıştı.

Öpüşmeyi bıraktık. EÄŸildim ve memelerini tutup emmeye, öpüp yalamaya baÅŸladım. Etli uçlarını emdikçe ÅŸiÅŸip büyüyorlardı. Onları ufak ufak ısırdıkça karımın aldığı zevk katlanıyordu. Saçlarımı çekiÅŸtirirken inlemeleri her geçen saniye ile birlikte çoÄŸalıyordu. “Hadi sik artık, gir içime, bırak hadi, sik artık!” demeye baÅŸlamıştı.

Yeniden doğruldum. Kısa bir süre daha dudak dudağa öpüştükten sonra köşedeki duş başlığının olduğu tarafa geçtik. Çatı katı olduğundan banyonun tavanı düz değildi. Çatı bazı yerlerde aşağı doğru inerken bazı yerlerde yukarı eğimliydi. Duşa kabin veya duş teknesi yoktu, duş başlığından akan su eğimli zeminden gidere akıyordu.

Karım duvardaki musluktan tutunarak bacaklarını açarak domaldı. Arkasına geçtim, yarağımı bir miktar tükürükleyip ıslattım. Hanife uzun siyah saçlarını omzuna atıp yüzünü kapatmasına engel olurken, “Hadi Tahsin!” diyordu. “Tamam güzelim, sakin ol!” dedim ve yarağımı tutup amına bastırdım. DoÄŸum yapmamış amı yavaşça geniÅŸleyip açılırken yarağım girdi içine ağır ağır. Sonunda dibine kadar girdiÄŸinde derin bir, “Ohhh!” sesi dudaklarımdan döküldü. Gözlerimi kapayıp yaÅŸadığım mutluluÄŸu hissettim iliklerime kadar. Hanife’nin sımsıcak ve ıslak amının içindeydim kaç zaman sonra.

O da en az benim kadar mutluydu. “Uffff!” sesi bir ıslığı andırırcasına çıktı aÄŸzından. Ufak ufak yavaÅŸ hareketlerle amında çalışmaya baÅŸladım. Karım aldığı zevkle gerilmiÅŸti, musluÄŸun üstünde duran duÅŸ baÅŸlığı bu sırada yere düşüp gecenin sessizliÄŸini bölen bir gürültü çıkardı. Hanife çıkan gürültüyle, “YavaÅŸ ol!” dedi ama bunu fısıltıyla söylemiÅŸti.

Ellerimi beline attım ve gittikçe hızlanarak sikmeye başladım. Beyaz, yağlı ve dolgun götünün yanakları löpürdüyor, sırtının ve belinin etleri titriyordu. Bacaklarında ve kalçalarında olmayan tüylerin hepsi bel çukurunda toplanmış gibiydi. Bel çukuru minik bir orman görünümündeydi, ama bu halinden çok hoşlanıyordum. Çıplak yattığı gecelerde tüylü bel çukurunda parmaklarımı gezdiriyor, dudaklarımın ucunda tüyleri hissediyordum.

Pompaladıkça, karımdan, “Ayyy, ahhh, ıhhh!” sesleri gelmeye baÅŸlamıştı ÅŸimdi. Ayakta sikiÅŸmemiz tam gaz devam ediyordu. Ancak onu en çok memnun edecek ÅŸeyi yapma zamanı gelmiÅŸti. O da sikiÅŸin ortasında yarağımı amından çıkarıp amını ve göt deliÄŸini dilleyip emmekti. Hanife bundan çok hoÅŸlanıyordu. Yarağımı çıkardım amından ve arkasında dizlerimin üstüne çöktüm. Ellerimi atıp göt yanaklarını ayırdım. Hanife de bana yardımcı olmak için bacaklarını biraz daha ayırdı.

Şişip büyümüş am dudaklarını emmeye başladığımda yarağımın içine girmesinden daha büyük zevk alır şekilde inledi. Açık duran amına dilimi soktum, yapış yapış, sıcak ve kendine has kokusu olan yağlı sıvısını emdim. Hanife nefesi kesilecekmiş gibi bir sesle karşılık verdi bu hareketime. Islak pembe amı bir bakireninki gibi dar değildi ama yaşına göre bir kadın için fazlasıyla dardı. Dilim amının etten duvarları arasında alev alev yanıyordu.

Büyük bir zevk alıyordum. Yarağım kalın bir sopa gibi şişmiş, önümde sallanırken doğruldum ve amına soktum yeniden. Hanife içi geçmiş gibi inledi, yarağımı çıkardığımdaysa tekrar sokmam için adeta yalvardı. Onu üzmeyip yeniden soktum, kısa bir süre bekledikten sonra tekrar çıkardım. Bu şekilde hem boşalmamı geciktiriyor, hem de ona daha fazla zevk veriyordum.

Tekrar arkasında diz çöktüm. Amının dudaklarını iştahla emdikten sonra sıranın göt deliğine geldiğini söyledim. Parmaklarımla ayırdığım bembeyaz göt yanaklarının ortasındaki kara deliğin ağzına uzattım dilimi. Terlemiş ve hafiften bir osuruk kokusunun geldiği deliği sabunluktaki lifle sildim. Yeniden dilledim.

Hanife ile çocuÄŸumuzun olması için bazı zamanlar götten de iliÅŸkiye girmiÅŸtik. ÇocuÄŸumuzun olması için gitmediÄŸimiz doktor kalmamıştı, ama gitmediÄŸimiz hoca da kalmamıştı. O hocalardan biri de karıma, “Amından gebe kalamazsan bir de götten deneyin!” demiÅŸti. Biz de o hocanın sözüne uyarak epey zaman sadece götten iliÅŸkiye girmiÅŸtik. Cahil bir adam sayılmazdım, ama o zamanlar bana da inandırıcı gelmiÅŸti bu sözler. Ancak onca zaman Hanife’yi götünden siksem de hamile kalmamıştı.

Karımın benden esirgemediÄŸi göt deliÄŸini uzun uzun dilleyip yaladım. Ucunda minik siyah kılların olduÄŸu delik açılıp kapanıyor, dillemelerime karşılık veriyor, sanki benimle konuÅŸuyordu. Bir göt deliÄŸini bir amını dilleye dilleye saniyeler birbirini kovalayıp dakikalara dönüştü. Hanife’nin sabrı kalmamıştı artık. “Tahsin hadi sik artık, ne yapıyorsun?” dedi kızmış gibi.

Tekrar doğruldum ve yarağımı sıvazlayıp bastırdım amına. Amı yarağımı içine aldı dibine kadar yine. Bir süre o şekilde bekledikten sonra pompalamaya başladım. Belinden sıkıca tutuyordum onu. Hanife musluktan tutunurken yavaşça ellerini duvara dayayarak doğruldu bu sırada. Amına girip çıkan yarağım ona doyumsuz bir zevk veriyordu. Omzuna attığı uzun siyah saçlarına asılıp çektim sol elimle. Sağ elimi ise öne uzatıp memelerini avuçladım. Yarak darbelerimle birlikte memeleri löpürdeyip duruyordu sürekli. Göt yanakları da aynı şekilde oynuyordu.

Sonrasında Hanife daha rahat edebilmek için eÄŸimli çatının altındaki köşeye kaydı. Ellerini duvarın iki yanına koyarak domalmasını sürdürürken ben de aynı ÅŸekilde sikmeye devam ettim. Karımla harika bir sikiÅŸmenin ortasındaydım. Ä°kimiz de yoÄŸun bir zevk alıyor, inliyorduk. Hemen alt kattaki ev sahiplerimizin duymasına engel olmak için kendimizi kassak da, zaman zaman aldığımız zevk baskın çıkıp ÅŸiddetli inilti ve sikiÅŸ sesleri banyonun duvarlarında yankılanıyordu. Karımın terlemiÅŸ kasıklarına ve göt yanaklarına çarpan kasıklarımdan ve taÅŸaklarımdan çıkan ‘Åžop ÅŸop ÅŸop!’ sesleri gecenin sessizliÄŸini bölüyordu.

Numan Bey ve karısının odaları banyonun altında kalmıyordu, ama merdiven boÅŸluÄŸundan duyabilirlerdi bu sesleri. Hanife başını çevirip, “Tahsin yavaÅŸ yap!” dese de, o noktadan sonra yavaÅŸlayacak halde deÄŸildim. Kendimi kaybetmişçesine belimi oynatıp pompalıyordum amına. Karımın geniÅŸleyen amı yarağımla birlikte içine hava da alıyordu. Zaman zaman osuruÄŸa benzeyen sesler ‘Åžop ÅŸop ÅŸop!’ seslerine eÅŸlik ediyordu bu nedenle.

Boşalmaya adım adım yaklaşıyordum artık. Her yanım kasılmaya başladı, kaslarım ip gibi gerilmişti. Hanife de ellerini başının üstünde tutup iyice eğilmişti artık sikişin verdiği zevkle. Benim gibi o da yorulmuş, tarifsiz zevkin etkisiyle gücünü tüketmişti. Memeleri yarak darbelerimle birlikte şiddetle oynuyor, sarsılıyordu.

Sonunda sarsıla sarsıla karımın amına boÅŸaldım. BoÅŸalırken de sokup çıkartmaya devam ettim yarağımı. BittiÄŸinde yarağımı içinde tutup yüklendim iyice. Son döl damlasını bile ziyan etmeden amına akıtmak istiyordum. Artık Hanife’nin hamile kalması mucizelere baÄŸlı olsa da, gene de her sikiÅŸmemizde döllerimi ziyan etmemeye uÄŸraşıyordum.

Geri çekilip amından çıktım. Yarağım döllerim ve amının sıvıları ile kaplanmıştı. Hanife’nin beyaz göt yanakları ve kasıkları iyice kızarmış haldeydi. Yavaşça doÄŸrulurken, “Ne öyle ayı gibi yapıyorsun, duyarlarsa ne olacak?” dedi kızgın bir ses tonuyla. “HoÅŸuna gitmedi mi?” diye sorduÄŸumda, “Ya ben ne diyorum, sen ne diyorsun!” dedi sinirle ve suyu açtı. SikiÅŸimizin ardından bu kez de suyun sesi ile çınladı banyonun duvarları. Hanife’nin siniri saniyeler içinde yok oldu. Karı koca aldığımız hazla birbirimizi güzelce sabunlayıp yıkandık. Hanife getirdiÄŸi havlu ile kurulanıp çamaşırlarını giyindi. Bense sadece kurulandım, çamaşırlarım odada kalmıştı.

Kapının topuzunu yavaşça çevirip açtım. Evde derin bir sessizlik vardı. Merdiven boÅŸluÄŸundaki perdesiz camdan ayın ışığı vuruyordu mermer basamakların üzerine. Hanife parmak uçlarına basarak odaya girerken, ben de anadan doÄŸma halde peÅŸinden girip kapattım kapıyı. Hanife’nin verdiÄŸi külotu ve atleti giyinip girdim yataÄŸa.

Az önce güzel bir sikiÅŸ yaÅŸamış birbirimize duyduÄŸumuz hasreti sona erdirmiÅŸtik, ama Hanife, “Benim uykum geldi, Allah rahatlık versin!” diyerek sırtını dönüp yattı. En azından bir ÅŸeyler konuÅŸuruz diye düşünmüştüm, ama Hanife götünü dönünce, “Ä°yi, sana da!” demekten baÅŸka çarem kalmadı. Telefonu açıp onunla oyalandım bir süre, sonra da yattım…

[Tahsin]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir