Lüks Villada Seks! (6) (Tahsin 38 Y., Samsun)

Babes

Hanife kıkır kıkır güldü önce. “Åžey, adam biraz manyak galiba. Diyor ya benim deli raporum var diye, doÄŸru söylüyor herhalde. Benden götünü yalamamı istedi!” dediÄŸinde, “Ne?” dedim tepkiyle. Meliha Hanım götümü yalamak istemiÅŸ ama izin vermemiÅŸtim. Kocasının götünü yaladığını ve çok hoÅŸuna gittiÄŸini söylediÄŸinde yalan söylemediÄŸi Hanife’nin sözleriyle tescillenmiÅŸti.

Hanife, “Valla. Kabul etmedim tabii, Ben yapmam öyle ÅŸey, iÄŸrenirim! dedim. Ä°yi, tamam! dedi, çok üstünde durmadı… Sonra benden mutfaÄŸa inip bal getirmemi istedi. Niye? diye sordum, Sen getir, karışma! dedi. Ben de gidip küçük kavanozdaki balı aldım. Onu alıp sikine döktü sonra da yalamamı istedi. Ben de ballı sikini yaladım. Aferin, çok güzel yapıyorsun! dedi bana. Sonra da kendisi amıma bal döküp yaladı uzun uzun. Valla ne bileyim, bu zamana kadar biz niye öyle bir ÅŸey yapmamışız diye düşündüm. Bayağı hoÅŸuma gitti çünkü. Sonra da götüme, memelerime döktü balı. Memelerimi, götümü yalayıp durdu epeyce. Yatakta bir posta sikti önce, pek bir ÅŸey anlamadım. Ä°ki sokup çıkardı geldi hemen…”

“Sonra, Koridorda yapalım, sana para veririm! deyince kabul ettim. Çekmeceyi açtı. İçinden bir ÅŸey çıkardı. Baktım, aynı erkek sikine benziyor ama bir tek taÅŸağı eksik. Kafası, gövdesi her bir ÅŸeyi aynı. Plastikten erkek siki yapmışlar resmen. Bana, Kocanla götten yaptınız mı hiç? diye sordu, ben de, Yaptık! dedim. Ä°yi o zaman, bunu götüne sokucam! dedi… Koridora çıktık, kafamı soktum demirlerin arasına, domaldım. O da plastik siki götüme soktu. Senin sikin kadar vardı boyu ama inceydi, aldım hepsini götüme, iÅŸin ucunda 500 lira vardı sonuçta. Onu götüme sokunca amımdan da kendisi girdi. Önce korktum ama sonra iki siki birden yemenin tadını aldım. Sen dedin ya çok inliyordun diye onun içindi yani. Önden boÅŸaldığı için ikinci defa gelmesi epey uzun sürdü. Gelince de götüme soktuÄŸu siki çıkardı…” diyen Hanife sözlerini bitirirken aynı ÅŸekilde gülüyordu.

“Zevk aldın mı yani?” dediÄŸimde başını sallayıp,kütahya escort “Aldım!” dedi. Sonra da, “Kızdın mı?” diye sordu. “Yok, niye kızayım, sikilmiÅŸ amın davası olmaz, kızsam da anlamı yok artık!” dedim. Başını yeniden göğsüme koyup sıkıca bastırdı, sarıldı. “Kıskandın mı peki?” diye sordu bu sefer. Oflayıp pufladıktan sonra, “Ya Hanife kıskansam ne olacak, kıskanmasam ne olacak?” dedim tepki göstererek. Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi dudaklarını büzdü. “Sen ne yaptın diye sormak istemiyorum. Çünkü ben seni kıskanıyorum sen beni kıskanmasan da!” dedi. “Ä°yi, tamam sorma o zaman!” dedim. Alnından ve yanaklarından öptüm, sessizce sarılı halde kaldık bir zaman.

YaÄŸmur hızlanmıştı, salonun büyük sürgülü penceresine ÅŸiddetle vuruyordu damlalar. Baktığımda Hanife’nin gözlerini kapattığını, içinin geçtiÄŸini gördüm. Dürtünce uyandı. “Benim uykum geldi, gidip yatıcam!” dedikten sonra da mutfağın ışığını söndürüp yukarı çıktı. Bahçeye açılan kapıyı açtım, yaÄŸmurun sesi eÅŸliÄŸinde bir sigara içtim. Saat 21:00 olmuÅŸtu. Daha erken bir saat olmasına raÄŸmen benim de uykum geldi.

Yukarı çıkarken Meliha Hanımların kapısına kulağımı dayadım. Ses seda yoktu hiç, muÄŸla escort yatmışlardı anlaşılan. Hanife yıkanmadan yataÄŸa girmiÅŸ horlamaya baÅŸlamıştı bile. Ãœstünde sadece pamuklu beyaz külotu vardı. Dolgun götünü okÅŸarken uyanır gibi oldu. Sikilirken öyle inlemesinin sebebi aynı anda iki yarak yemesiydi demek ki. Götündeki plastik yarağı görememiÅŸtim baktığımda. DediÄŸi gibi dibine kadar almıştı anlaşılan, götünde kaybolmuÅŸtu plastik yarak. Amından da Numan Bey girince Hanife’nin aldığı zevk katlanmıştı. Numan Bey Meliha Hanımı da o ÅŸekilde sikiyordu demek ki. Götünden plastik yarağı sokuyor, amından da kendi yarağını köklüyordu. Ya da tersi oluyordu. Garip ÅŸeylerin döndüğü bir evdi burası. Bunları düşüne düşüne uykuya daldığımda saat gece yarısı olmuÅŸtu…

Sabah erkenden kalktığımda Hanife yoktu yanımda. Benden önce kalkmış, yıkanmış ve kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptıktan sonra bahçeye çıktım. AkÅŸamki yaÄŸmur toprağı yumuÅŸatmıştı. Çalışırken ayakkabılarım ve ellerim çamura bulandı. Öğleye doÄŸru, “Kolay gelsin!” diyen Meliha Hanımın sesiyle irkildim. GiydiÄŸi önü fermuarlı uzun kahverengi pardesünün eteklerini çamur olmasın diye kaldırmıştı. Başını da aynı renkte büyük bir türbanla baÄŸlamıştı. Ä°ÅŸle ilgili havadan sudan birkaç soru sordu. Ama geliÅŸ sebebinin baÅŸka olduÄŸunu anlamıştım. Sonunda, “Numan Bey seninle konuÅŸmak istiyor!” dedi. “Ne konuÅŸacakmış?” diye sorduÄŸumda, “Bilmiyorum, kendin gidip sor!” diye yanıtladı sorumu.

Ben eve doÄŸru giderken kendisi yerdeki birkaç küçük çiçekle ilgilendi. Eve girmeden ayakkabılarımı çıkardım, alt kattaki banyoda elimi yüzümü yıkarken Hanife gelip, “Ne oldu?” diye sordu. “Bilmiyorum, Numan Bey benimle konuÅŸacakmış!” dedim ve Hanife’nin meraklı bakışlarını arkamda bırakıp üst kata çıktım. Dünden beri görmemiÅŸtim kendisini, ne konuÅŸacağını merak ediyordum.

Kapıya tıkladım birkaç kez, içerden, “Gel!” sesi gelince de girdim. Numan Bey pencerenin önündeki iskenderun escort tekli koltukta oturmuÅŸ kitap okuyordu. Okuma gözlükleri gözündeydi. Bana bakıp, “Gel, geç otur!” diyerek karşısına oturmamı istedi. Dün oturduÄŸumuz koltuklardaydık yine ama Meliha Hanım odada yoktu bu kez. Elinde tuttuÄŸu kalın kitabı sehpanın üstüne koyup geriye yaslandı, bacak bacak üstüne attı. Bir süre önünde kavuÅŸturduÄŸu ellerinin baÅŸparmaklarını çevirip durdu. Gözleri zaman zaman üzerimde geziniyor, bazen de önümüzdeki pencereden bahçeye dönüyordu. Yan gözle bakınca Meliha Hanımı gördüm, yerdeki çiçeklerle ilgilenmeye devam ediyordu.

“Memnun kaldın mı?” diye sordu ben Meliha Hanıma bakarken. KaÅŸlarımı kaldırdım istemsizce, ani sorusu karşısında afalladım bir an. “Meliha’dan memnun kaldın mı?” diye sordu bu sefer. Ne diyeceÄŸimi bilemedim önce, Numan Beyin meraklı ve sorgulayıcı bakışları üzerimdeydi. Benden bir cevap bekliyordu. Sonunda, “Evet!” dedim korka korka. Başını koltuÄŸun sırtına atıp gözlerini kapadı. Birkaç saniye o ÅŸekilde kaldıktan sonra, “Güzel, memnun kaldığına sevindim. Meliha da senden memnun kalmış, iyiymiÅŸsin!” dedi gülümseyerek. Ancak içten deÄŸil tiksindirici bir hali vardı gülerken.

Kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra, “Bu geceyi onunla geçirmek ister misin?” diye sordu. Adamın normal olmadığı ortadaydı, böyle konuÅŸmasına da ÅŸaşırmadım. Meraklı bakışları üzerimdeydi yine, cevap bekliyordu. “Ä°sterim!” dediÄŸimde, “Güzel, ama tabii karının da benimle geceyi geçirmesi gerektiÄŸini söylememe gerek yok herhalde?” dedi uzanıp dizime vurarak. Ä°ÅŸin bu noktaya geleceÄŸi belliydi, zaten yaÅŸananlardan sonra (Yok, olmaz!) diyecek durumumuz yoktu. “Olur, tabii!” dediÄŸimde, “Aferin!” dedi yeniden dizime vurduktan sonra. Bir ÅŸey diyecek diye bekledim. Ama konuÅŸmak yerine eliyle çıkmamı isteyen bir hareket yapınca çıktım.

Hanife merdivenlerin başındaydı. Merak ve heyecanla, “Ne oldu, ne dedi sana?” diye sordu elime yapışıp. Heyecandan sutyensiz memeleri gömleÄŸinin altında oynuyordu. Sutyen takmamaya alışmıştı iyice. “Gel şöyle!” diyerek bahçe kapısının oraya götürdüm. Meliha Hanım uzak bir noktadaydı, yine de fısıltıyla, “Bu gece sen Numan Beyle yatacaksın, ben de karısıyla!” dediÄŸimde Hanife bir elini aÄŸzına götürüp, “Tövbe tövbe, o nasıl iÅŸ?” dedi. “Ulan geri zekalı, iÅŸ bu noktaya gelmiÅŸ kalkıp olmaz demenin gereÄŸi var mı?” dediÄŸimde, “Yok, ben onun için demedim, ne bileyim adam karısını hiç kıskanmıyor ya, ona ÅŸaşırdım!” dedi. “Bırak ÅŸaşırmayı falan, nasıl olacaksa olacak. Bir iÅŸe girdik artık, nereye kadar gidecek bilmiyorum, Allah sonumuzu hayır etsin!” dediÄŸimde, “Amin!” dedi ellerini açarak.

Hanife’yi mutfakta bırakıp bahçeye döndüm. Meliha Hanım genç bir kız edasıyla bahçede dolanıp çiçeklerle böceklerle ilgileniyordu yine. Beni görünce yanına gidene kadar süzdü beni. Birkaç adım kalmışken, “Ne oldu, ne dedi sana?” diye sordu. Ama gerçekte konunun ne olduÄŸunu biliyor gibiydi. Anlattığımda hiç ÅŸaşırmamış gibi, “Biliyordum!” dedi.

Benim ne cevap verdiÄŸimi sordu daha sonra. “Kabul ettim!” dediÄŸimde, “Karını kıskanmıyor musun?” diye sordu gözlerini kocaman açıp. “Bu noktadan sonra kıskanmanın ne anlamı var ki?” dediÄŸimde, “Haklısın!” dedi gülümseyerek. Önüme gelip elimi tuttu. DiÄŸer eliyle pardesüyü tutmaya devam ediyordu. Babet ayakkabılarının altı çamur olmuÅŸtu.

“Ayakkabıların kirlenmiÅŸ!” dediÄŸimde, “Önemli deÄŸil, boÅŸ ver!” dedi. Sonra da uzanıp sol yanağıma bir öpücük kondurdu. “Åžey, Numan Bey görebilir, yapmasan daha iyi bence!” dediÄŸimde güldü. “Bu saatten sonra görse ne olacak ki… Hem sen merak etme, görse de bir ÅŸey demez o, ruhunu bilirim onun!” dedi ve bu sefer de diÄŸer yanağımdan öptü. Meliha Hanım niyeti bozmuÅŸtu anlaşılan gündüz vakti. Elimi bırakıp, “Ben deponun oraya gidiyorum, sen de gel!” diyerek o tarafa yürümeye baÅŸladı. Kadın azmış mıydı, yoksa bir oyun mu çeviriyordu anlayamadım.

Eve baktım, Hanife görünmüyordu. Arka tarafa geçtim. Meliha Hanım deponun önünde durmuÅŸ elinde papatya tutuyordu. GeldiÄŸimi görünce sesini yükselterek, “Seviyor sevmiyor, seviyor sevmiyor…” diye diye yaprakları koparmaya baÅŸladı. Sonunda, “Seviyor!” dedi elindeki minik beyaz yaprağı bana göstererek. Çocukça bir neÅŸe yayıldı yüzüne. Hemen ardından da sıkıca sarıldı. YumuÅŸak, desenli türbanı yanaklarımı okÅŸuyor, dolgun memeleri göğsüme baskı yapıyordu. ÇekingenliÄŸimi atıp ben de sarıldım. Yanaklarımı birkaç kez öptü ıslak ıslak.

Ardından da elimden tutup deponun arkasında kalan kuytu yere çekti beni. Esk**en kalan üçgen çatılı büyükçe bir köpek kulübesi vardı orada. Bahçenin yüksek beton duvarları hemen yanımızda yükseliyordu. Villanın banyo ve tuvalet pencereleri bakıyordu durduğumuz yere. Ne komşuların ne de villadakilerin bizi görmesi mümkün değildi. Meliha Hanım kulübenin yanında duran eski plastik kovayı alıp ters çevirdi, alt kısmı çimlerin üstüne geldiğinden temiz kalmıştı. Kovanın üstüne oturdu, elimden tutup önüne çekti beni. Ardından da kot pantolonumun kemerini ve düğmesini açıp fermuarını indirdi. Pantolon ayaklarıma düşerken elini külotumun içine soktu.

Yarağım sıcak eliyle temas eder etmez titredi, Meliha Hanım ise gülüyordu beyaz dişlerini göstererek. Yarağımı çıkardı dışarı, külotumun lastikleri taşaklarımın altına kayarken emmeye başladı yarağımı. Sağ eliyle tutuyordu sıkıca. Gözlerini kapatmıştı, hızlı hızlı acelesi varmış gibi yapıyordu. Sanki zevk almak için değil de aç bir bebeğin annesinin memesine yapışması gibiydi hareketleri. Ama gene de zevk alıyordum doğal olarak. Yarağım gittikçe sertleşip kalkarken ara sıra gözlerini açıp bakıyordu. Ellerimle başını, yanaklarını okşamaya başladım. Parlak ve yumuşak türbanı üstünde ellerim kayıyordu. Beyaz yanakları da yumuşacıktı.

Yarağım son noktasına gelmişti artık. Meliha Hanım köküne kadar alıyordu ağzına. Dilinin dokunuşları, emmeleri derken ara ara keskin dişlerini hissediyordum. Hatta birkaç sefer yarağımın kafasını acıtmadan ısırdığında zevk bile aldım. Taşaklarımı da emiyordu bu arada. Kökünden kafasına kadar diliyle yaladı birkaç sefer. Amına girmek, onu sikmek için yanıp tutuşmaya başladım. İş bu aşamaya geldikten sonra geceyi bekleyecek takatim kalmamıştı.

Derken çalan bir telefonla bu zevk dolu anlarımız kesintiye uÄŸradı. Meliha Hanım, “Bir dakika!” diyerek iÅŸaret parmağını kaldırdı. Ardından da ayaÄŸa kalkıp pardesünün cebindeki telefonunu çıkardı. Arayan Numan Beydi. Telefonu açtı, açık kahverengi gözlerini açmış bana bakıyor bir yandan da kocasıyla konuÅŸuyordu. “Arkadayım, Tahsin yanımda…” dedikten sonra, “Hı hı, evet, öyle, yok, hı hı, tamam, dediÄŸin gibi, evet, ÅŸimdi mi, tamam…” dedikten sonra kapattı.

“Ne konuÅŸtunuz?” diye sordum. Ancak cevap alamadan telefon yeniden çalmaya baÅŸladı. Numan Bey arıyordu yine, ama bu kez görüntülü bir aramaydı bu. Meliha Hanım bana bakıp, “Åžey, Numan Bey bizi izlemek istediÄŸini söyledi!” dedi gülümseyerek. “Ne, nasıl yani?” dedim ÅŸaşırarak. “Hadi, boÅŸ ver ÅŸimdi soru sormayı, al ÅŸunu!” diyerek telefonu uzattı. Görüntülü aramayı açmamı söyledi.

DediÄŸini yapınca birden Numan Bey telefon ekranını kapladı. Adamın yüzünde garip bir gülümseme vardı yine. “Tahsin telefonu Meliha Hanıma çevir!” dediÄŸinde yaÅŸadığım olayın garipliÄŸinin verdiÄŸi heyecanla yapamadım, ama Meliha Hanım imdadıma yetiÅŸip telefonu elimden aldı. “Bak şöyle tut!” dedikten sonra geri verdi. Ben telefonu tutarken kendisi yeniden kovanın üstüne oturdu ve yarağımı aldı aÄŸzına. Sol elimle yandan tutuyordum telefonu. Heyecandan bakamıyordum ekrana.

Meliha Hanım öncekinden daha yoÄŸun bir saksoya baÅŸlamıştı ÅŸimdi. Kendini kocasına ispatlamaya çalışıyordu sanki. Telefon tutan sol elim hem yaÅŸadığım heyecan hem de aldığım zevkle titriyordu, ama gene de sabit tutmaya çalışıyordum. Meliha Hanımın gözleri zaman zaman telefon ekranına kayıyordu. Hatta bir ara telefonu biraz daha kendisini yukarıdan görecek ÅŸekilde tutmamı istedi. Telefonun ön kamerası canlı sakso ÅŸovumuzu çekerken Numan Bey’den ses seda gelmiyordu. Kendi ekranının karşısında durmuÅŸ karısının hünerlerini izliyordu.

Meliha Hanım ellerini kalçalarıma ardından da götüme attı. Dün götümü yalayamamıştı ama ÅŸimdi göt yanaklarımı sıkıyor, yoÄŸuruyor ve küçük tokatlar atıyordu. Kocasının ekranın başında zevk alması için elinden geleni yapmaya çalışıyor gibiydi. Ya da ne yapması gerektiÄŸini kocası söylemiÅŸ o da söylenenleri yapıyordu. Meliha Hanımın yarağımı emmeleri, ısırmaları, yalamaları eÅŸliÄŸinde boÅŸalmaya yaklaÅŸmıştım artık. Heyecanla, “BoÅŸalmak üzereyim!” dediÄŸimde Meliha Hanım yarağımı çıkardı aÄŸzından ve “AÄŸzıma boÅŸalmanı istiyorum!” dedi. Hemen ardından da emmeye ve yalamaya kaldığı yerden devam etti.

O ana kadar sessiz duran Numan Beyin güçlü sesi geldi bu sırada telefondan. “Tahsin Meliha’nın aÄŸzına boÅŸalmanda sıkıntı yok!” dediÄŸinde sanki komutanının emrini almış asker gibi, “Tamam!” dedim. Numan Bey ikinci bir emir daha verdi ve “Tahsin Meliha’nın ensesine bastır, köküne kadar sok sikini!” dedi. Yarağımın kafasından boÅŸalma öncesi zevk sıvıları akmaya baÅŸlamıştı artık. Meliha Hanımın aÄŸzı kendi tükürüğü ile birleÅŸen zevk sıvılarım nedeniyle dolmuÅŸtu.

Sol elimle telefonu tutarken sağ elimi ensesine attım. Meliha Hanım yarağımı boğazına kadar alıyordu şimdi. Gözlerinde hafif kızarıklıklar oluşmaya ve nemlenmeye başladı. Kendini biraz geriye atmaya, kurtarmaya çalışıyor gibiydi. Şişen, sertleşip kalkan yarağım ağzını doldurmuştu, nefes almakta zorlanıyordu. Genişleyip şişen burun kanatları açılıp kapanıyordu durmadan. Tükürüğü pembe dudaklarından beyaz yuvarlak çenesine, oradan türbanın uçlarına ve pardesüsüne akıyordu minik bir dere gibi.

“Ommm, ammm, ımmm!” sesleri eÅŸliÄŸinde gözlerindeki kızarıklık ve nem artıyordu. Yarağımın kafası aÄŸzının en derinlerindeydi, sanki bademciklerine sürtüyordu kafası. Saniyeler sonunda onu bu ıstıraptan kurtaracak ÅŸey gerçekleÅŸti ve boÅŸalmaya baÅŸladım. Sıcak döllerim aÄŸzına akarken gözlerimi kapatmıştım. Her yanım titriyordu. Sol elimle telefonu tutuyor, saÄŸ elimle ensesine bastırmaya devam ediyordum. AÄŸzını sikiyormuÅŸum gibi belimi oynatıp yarağımı sokup çıkarır ÅŸekilde hareketler yapıyordum istemsizce.

Meliha Hanımın elleri kalçalarımda, götümde gezinmeye devam ediyordu yine. BoÄŸuk sesleri artmıştı, “Ommm, ammm, ummm!” sesleri aÄŸzını dolduran vıcık vıcık döllerimle daha deÄŸiÅŸik ÅŸekilde çıkıyordu. Gözlerimi açtığımda gördüğüm manzara çok ilginçti. Meliha Hanımın gözlerinden minik yaÅŸlar süzülüyordu. Döllerim aÄŸzından taÅŸmış ve çenesine akmıştı. Elimi ensesinden çektim. O an kendini geri çekti ve tıkanır gibi oldu. Birkaç kez öksürürken aÄŸzından saçılan döllerim ıslak topraÄŸa fırladı. Kalanları ise aÄŸzına ve çenesine sümük gibi yapışmış, çenesinden sarkıyordu.

O sıra Numan Bey, “Tahsin kaldır telefonu, Meliha’yı göster!” diyene kadar telefonu yere doÄŸru tuttuÄŸumu fark etmemiÅŸtim. Aldığım emri yerine getirip hemen kaldırdım ve Meliha Hanımı çekmeye baÅŸladım. Meliha Hanım telefondaki kocasına gülümserken gözlerinden akan yaÅŸları sildi. Sonra da aÄŸzına bulaÅŸan, çenesine akan döllerimi parmaklarıyla temizleyip attı aÄŸzına. Uzun, pembe dilini çıkarıp dudaklarını yaladı. Kocasının görmek istediÄŸi ÅŸeylerdi bunlar anlaşılan. Numan Bey, “Tahsin!” dediÄŸinde ekranı yüzüme tuttum. Yüzündeki gülümseme eÅŸliÄŸinde, “TeÅŸekkür ederim!” dedi ve ardından da görüşmeyi sonlandırdı.

Meliha Hanım ise döllerimi yutmakla meşguldü. Ağız dolusu döllerimi limonata gibi içmişti. Ayağa kalktı, elimdeki telefonu alıp pardesünün cebine koydu yeniden. Döllerim ve ağzından akan sıvılarla yapış yapış olmuş yarağımı külotumun içine sokup pantolonumu giyindim. Cebimdeki eski ama temiz bezi çıkarıp uzattım. Onunla ağzını ve çenesini sildi.

Meliha Hanıma, “Kusura bakma, Numan Bey ensesine bastır deyince…” derken araya girip, “Yok, önemli deÄŸil, özür dilemene gerek yok. Benim çok hoÅŸuma gitti, ben de teÅŸekkür ederim!” dedi. Bezle pardesünün göğüs kısmına bulaÅŸan döllerimi sildikten sonra üstünü ve başındaki türbanını düzeltti. “Oldu mu?” diye sorunca, “Oldu, güzel oldun!” dedim. Yanağıma ıslak bir öpücük kondurup, “Görüşürüz!” diyerek hızlı adımlarla gitti.

O gidince yanağımı sildiÄŸim elime iÄŸrenerek baktım. Döllerimi akıttığım aÄŸzıyla beni öpmüştü…

[Tahsin]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir